Ana Sayfa > İngilizce > dilbilgisi
logo
Say, Tell
 Söylemek, Anlatmak
secret
 gizem/sır
truth
 gerçek
   
secret(adj.)
 gizemli (sıf.)
truthful(adj.)
 doğru sözlü
honest
 yalan
say - said
söylemek
tell - told anlatmak

Tell ve say aynı anlama sahiptir. Farkları şudur,  'tell' i doğrudan bir nesne ile izler. Say hiçbir zaman bir nesne almaz. That veya aktarılan bir konuşma ile izlenir. 

  I told her the truth.
 Ben ona gerçeği söyledim.
  She told us your secret.
 O bize senin sırrını söyledi.
  Then she said, "but Robert, I love you".
 Sonra dedi ki, " ama Robert, ben seni seviyorum".
  Those people will say that you are crazy.
 Şu insanlar senin deli olduğunu söyleyecekler.
  They told me that the car is ready.
 Bana arabanın hazır olduğunu söylediler.

Konuşmada that kelimesi çoğunluğu söylenmeyen kelime gruplarını birleştirir.

   He told me they speak Italian.
 Bana onların İtalyanca konuştuğunu söyledi.
  She says they are ready.
 O onların hazır olduğunu söyledi.

Dolaysız nesnenin 'tell' i izlemediği bazı özel durumlar vardır. Bu durum tell the truth örneğindeki gibi bir belirgin ifadeler için geçerli olabilir. Buna ek olarak, tell 'in alternatif anlamları vardır ve bu alternatif anlamlar için hiçbir nesne kullanılmaz. 

  I'm telling the truth.
 Ben gerçeği söylüyorum.
lie
 yalan
liar  yalancı
lie
 yalan söylemek
  That student is lying.
Şu öğrenci yalan söylüyor.
teach - taught
 öğretmek
learn
 öğrenmek
  They're learning French.
 Fransızca öğreniyorlar.
  Mary teaches English to the children.
  Mary çocuklarına İngilizce öğretiyor.