Ana Sayfa > İngilizce > dilbilgisi
logo
Live
 Canli, diri
homes / residences
house
müstakil ev
appartment
müstakil ev
condominium
apartman dairesi 
mansion
apartman dairesi 
live - lived
 yaşamak
  She lives in an appartment.
 O bir dairede yaşıyor.
  They live in Australia.
 Onlar Australya'da oturuyorlar.
  Do you live in the city or in the suburbs?
 Sen mahallede mi oturuyorsun?
  I live downtown.
 Ben sehir merkesinde oturuyorum.
address
 Adres
homeless(adj.)
 Evsiz
neighbor
 Komsu
roomate
 Oda arkadasi
resident
 Oturan, Yerli
visitor
 Ziyaretci
host
 Ev sahibi
guest
 Misafir
visit
  ziyaret etmek
invite
 Davet etmek
  She visited Paris last summer.
 Geçen yaz beninParis'te ziyaret etti.
  They invited me to their house.
 Beni evlerine davet ettiler.
  The prime minister of England lives at 10 Downing Street.
 Ingiltere basbakani 10 Downing Sokaginda oturuyor.
  We live on 12th street.
 Biz 12 inci  sokakta oturuyoruz
  What's your address?
  Sizin adresiniz nedir?
alive(adj.)
 Canli
dead(adj.)
 Olu
life
 Yasam
death
 Olum
die - died
 olmek
survive
 haya
  At least we're still alive.
  Hic degilse biz hala hayattayiz.
  The king is dead. Long live the king!

  Unfortunately, Tony and Vince did not survive the accident.
 Malesef, Toni ve Vins kazada canli cikamadilar.
exist
 varolmak
  Such a thing doesn't exist.
 Öyle birşeyin varlığı söz konusu değil.
  Do dragons really exist?
 Ejderha diye birşey var mı?