There are storm clouds on the horizon. Ufukta fırtına bulutları var.
scenery
manzara
view
manzara, görüntü
picturesque
tablo gibi
The view from her balcony of the valley is picturesque except for the cell phone tower, an eyesore. Balkonundan vadinin manzarası göz zevkini bozan baz istasyonu dışında bir tablo gibiydi.
Sit back and enjoy the scenery. Yaslan ve manzaranın keyfini çıkar.
hilly
tepelik
mountainous
dağlık
vegetation
bitki örtüsü
stream
akıntı
brook
dere
river bed
nehir yatağı
bank
kıyı
source (of a river)
(nehir) kaynağı
mouth (of a river)
(nehir) ağzı
spring
kaynak
current
akıntı
We sat down on a moss covered log and listened to the babbling brook. Yosun kaplı bir kütüğe oturduk ve şırıl şırıl akan dereyi dinledik.
flow
akıntı
While trying to ford the river, he was swept away by the swift current. Nehirden geçmeye çalışırken hızlı akıntıya kapıldı.
Just go with the flow. Akışına bırak
puddle
su birikintisi
mud
çamur
muddy
çamurlı
dirt
toprak, kir
dry
kuru
parched
çok kuru, kurak
The ground is parched. Yer çok kuraktı
sunset
günbatımı
sunrise
gündoğumu
The sun rises at 7am tomorrow. Yarın güneş 7de doğuyor.
The sun sets at 7pm today. Bugğn güneş 7de batıyor.
gorge
vadi
The earthquake caused the mine to cave in. Deprem madenin göçmesine neden oldu.