juicy | sulu |
ripe | olgun |
unripe | olgunlaşmamış, ham |
rotten | çürümüş |
to ripen | olgunlaştırmak |
to rot | çürümek |
The apples are rotting.
Elmalar çürüyor.
acidic | asidik |
acid | asit |
tart | ekşi |
to peel | soymak |
I'm going to peel the oranges and apples, cut them up, and make a fruit salad.
Ben, portakal ve elma soyacağım, doğrayacağım ve bir meyve salatası yapacağım.