pregnancy
|
hamilelik |
womb |
rahim |
pregnant |
hamile, gebe |
fetus |
fetüs |
embryo |
embriyo |
conception |
hamile kalmak |
I'm pregnant. I think Charles is the father.
Hamileyim. Sanırım bebeğin babası Charles.
We've been trying to conceive.
Hamile kalmaya çalışıyoruz.
birth |
doğum |
midwife |
ebe |
labor |
doğum süreci |
placenta |
plasenta, bebeğin eşi |
premature |
erken doğum, prematüre |
My wife just went into labor.
Karım şimdi doğuma girdi.
She's the doctor that delivered you.
Bu seni dünyaya getiren doktor.
newborn |
yenidoğan |
infant |
bebek |
twins |
ikizler |
She gave birth to twins.
O ikiz doğurdu.
They're identical twins. It's almost impossible to tell them apart.
Onlar tek yumurta ikizi. Onları birbirinden ayırmak neredeyse imkansız.
I breastfeed my baby every day.
Bebeğimi her gün emziriyorum.
The baby is nursing right now.
Bebek şu anda emiyor.
I feed the baby only organic baby food.
Bebeğe sadece organik bebek maması veriyorum.
abortion |
kürtaj |
miscarriage |
düşük |
abort |
kürtaj yaptrmak |
adopt |
evlat edinmek |
Are you going to keep the baby or give it up for adoption?
Bebeği tutacak mısın yoksa evlat mı vereceksin?
We're going to adopt.
Evlat edineceğiz.
nanny |
dadı
|
baby sitter |
bebek bakıcısı |
toddler |
yürümeye başlayan çocuk |
Your diaper is dirty. Daddy will be happy to change you.
Bezin kirlenmiş. Babacığın seve seve onu değiştirecek.
My parents help look after the children.
Ebeveynlerim çocuklara bakmama yardım ediyor.
Can you take care of the baby for a couple of hours?
Birkaç saatliğine bebeğe bakabilir misin?
rock |
sallamak |
sob |
hıçkırarak sağlamak |
ball |
top |
crawl |
emekleme |
She hummed a lullaby to the child.
Çocuğa bir ninni mırıldandı.
Rock the baby to sleep.
Bebeği sallayarak uyuttu.Rock the bébé à dormir.
The baby snuggled in the arms of his mother.
Bebek annesinin kolları arasına sokuldu.
godparent |
vaftiz ebeveyni |
godmother |
vaftiz anne |
godfather |
vaftiz baba |
godson |
vaftiz oğul |
godchild |
vaftiz çocuğu |
name |
isim |
first name |
ilk isim |
middle name |
orta isim |
last name |
soy isim |
nickname |
lakap |
We named our daughter after her great grandmother
Kızımıza onun büyük büyükannesinin adını verdik.
What's your name?
Adın (ismin) ne?
My official name is Timothy but I prefer that you call me by my adopted name - Bird Spirit.
Benim resmi ismim Timothy; ama bana edindiğim isim olan Bird Spirit ile seslenmenizi tercih ederim.
You look like your brother.
Erkek kardeşine benziyorsun.
You're the spitting image of your father.
Babanın hık demiş burnundan düşmüşsün.
rear |
büyütmek |
raise |
grow up |
büyümek |
Where did you grow up?
Nerede büyüdün?
You could say that being born was a milestone in my life.
Doğmamın hayatımda bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz.